Kısa ziyaret.

Konu: Kısa ziyaret. Çarş. Eyl. 30, 2009 6:43 pm

Bell etrafa lanetler savurarak transilvanya'ya gelmişti.Bu karanlık şehir ona huzur ve mutluluk veriyordu.Asasını sıkıca yanında tutuyor büyük bir dikkatle etrafa bakıyordu.Hafifçe esen rüzgar ateşimsi saçlarını uçuşturuyor.Dudaklarına yapışan saçları eliyle nazikçe ve bıkmadan çekiyordu.En sonund aklına mezarlığa yani büyükbabasının yattığı yere gitmek geldi.Yüzünde beliren sinsi gülümsemeyle mezarlıga cisimlendi.Ürkütücü olan bu ortam onu adete büyülüyordu.Sadece rüzgar sesinin duyulduğu mükemmel,karanlık ortam."Ahh."diye inledi sessizce.Sanki aldığı her nefesle biraz daha rahatlıyordu.Kendinden emin adımlarla o tanıdık mezar taşlarının arasından geçti ve en sonunda büyükbabasının mezarına ulaştı.Mezar taşındaki yazılar silik silikti.Eliyle taşı biraz ovaladı.Evet daha iyi olmuştu.Ellerini açıp birkaç dua mırıldandı.Büyükbabası onu görse cidden gurur duyardı.Gözlerini kapadı ve anıları bir anda canlandı.İçinde bir burukluk oluşmuştu.Onu özlemişti.Ona hayatı öğreten anne ve babasından cok daha fazla onunla ilgilenen büyükbabası.Onu cidden cok ama cok özlemişti.Öleli yıllar geçmiş olsada hiç kimse onun yerini tutamıyordu.

Konu: Geri: Kısa ziyaret. Çarş. Eyl. 30, 2009 7:07 pm

Ne yapacağını tam olarak bilemez halde mezarlıktan ayrıldı.Bugüne kadar ne yaşadıysa,başından ne olay geçtiyse hepsi bir an da gözünün önünden bir film şeridi gibi akıp geçti.

Karanlık tarafa hizmet ediyordu.Ailesinin hemen hemen tüm üyeleride Karanlık Tarafa hizmet etmişti.Karanlık Lord'un düşüncelerinin doğruluğuna,yani büyücü ırkının muggle olanlardan arındırılması fikrini doğruluyordu.Annesi ve babası artık yoktu belki ama kızları kesinlikle onların izinden gidecek ve eninde sonunda onların intikamını alacaktı.

Konu: Geri: Kısa ziyaret. Cuma Ekim 09, 2009 3:59 pm

Bell o kadar konsantre olmuştu ki bir anda birkaç hışırtı sesi ile kendine geldi.Kafasını çevirdi ve okul yıllarından en iyi arkadası olan aynı zamanda profesör arkadaslarından biri olan Jos. gördü.Ona gülümsedi ve yaklaştı.Küçükken bu mezarlıga gelir ve oyun oynarlardı.Evet iki küçük çocuk için bu biraz garipti ama bunu gerçekten yapıyorlardı.Düşüncelerden sıyrıldı ve "Burayı hala cok seviyorum."dedi sert ve doygun bir ses tonuyla.Dudaklarına çarpan rüzgar dudaklarını hafifçe kurutuyordu.Diliyle dudağını ıslattı ve mezarlıga göz gezdirdi.Herzaman ki gibi sessiz,ıssız,soğuk ve ürperticiydi.İşte burayı bu yüzden çok seviyordu.

Konu: Geri: Kısa ziyaret. Cuma Ekim 09, 2009 7:22 pm

Josephine ve Bell çok eski arkadaşlardı.Ta küçüklükten beri hep birbirlerinin yanında olmuşlardı ve mutlu da olsalar mutsuzda olsalar hep birbirlerine destek olmuşlardı.Küçükken en sevdikleri oyunları hep birlikte oynarlardı.Bell Josephine'ye en kötü günlerinde bile destek olmuştu.Onun arkadaşlıklarına sadık olması,arkadaşlarını satmaması Bell'i daha çok sevmesine yol açmıştı.

Her ikisininde ebeveynleri birer ölümyiyendi ve aynı kaderi paylaşmışladı aileleri.Her ikisininde ailesi yoldaşlık üyeleri tarafından öldürülmüştü.Eskiden oyun oynadıkalrı bu mezarlık şimdilerde ikisinede aynı hizmeti ediyordu.Çünkü ikisinin ailesi de burada yatıyordu.

Konu: Geri: Kısa ziyaret. Cuma Ekim 09, 2009 8:03 pm

Bell Josephine dusunceli halinin dinmesini bekledi.Yere comeldi ve topragi avuclarinin arasina aldi.Hafif nemli toprak avuclarindan yavasca akti.Ates rengi saclarini geri atti ve "Hadi gidelim.."diyip Josepine koluna girdi.Hava tamamen kararmisti.Sis bastirmaya baslamisti.Soguk havada ruzgar ugultulari duyuluyordu.Son kez derin bir nefes aldi ve Josepine yuzune bakti.Eger Josepine olmasa o berbat Hogwartsta hayatta duramazdi.

Konu: Geri: Kısa ziyaret. C.tesi Ekim 10, 2009 9:17 am

Bell ve Josephine okula başladıkları ilk günden itibaren çok iyi iki arkadaş olmuşlardı.İkisi de Slytherin'de okumuşlardı ve ikiside aslında oldukça muzip iki öğrenciydi.Hemen hemen yasak herşeyi yaparlardı.

Birkeresinde Yasak Orman'a gitmişlerdi.Oldukça eğlenceliydi ancak bir okadar da ürkmüşlerdi.Orman gerçekten ürkütücüydü.Okul yılları Bell sayesinde oldukça güzel geçmişti.

Joseph bu düşüncelerden sonra oldukları ana döndü.Bell koluna girmişti ve yavaş yavaş mezarlıktan uzaklaşıyorlardı.Yürüdükleri süre boyunca şimdiye kadar hiç konuşmamışlardı.Bakalım bu sessizliği kim ve nasıl bozacaktı?

Konu: Geri: Kısa ziyaret. C.tesi Ekim 10, 2009 6:27 pm

Bell Joseph düşüncelere daldıgını fark etmişti.Fakat bir tepki vermeden o da düşüncelere dalmıstı.Küçüklüklerini,eskiyi düşünüyordu.Belki birazda özlem duyuyordu o günlere.Daha dertsiz ve daha mutlu günler.Hep büyümek istedikleri,deli gibi makyaj yaptıkları minik kacamaklar yasayıp birbirlerine anlattıkları günleri.Bell en son aldattığı sevglisinden ayrıldıktan sonra kendini bir süre dinlendirmişti.Josaph'inde bildigi kadarıyla bir sevgilisi yoktu.Düşünürken Josephle göz göze geldi.Aralarında öyle bir bag vardı ki konusmadan bile anlasabiliyorlardı.Yüzünde bir tebessüm belirdi.Melek yüzünü sadece Josephe gösterirdi.Onun dısında kimse ama kimse onun bu tebessümünü bir kere bile göremezdi.Bir süre daha Josephin masmavi gözlerine baktı.Tanrının ona vermeyi unuttuğu kardeşiydi ..

Konu: Geri: Kısa ziyaret. Salı Ekim 13, 2009 3:39 pm

Joseph kimseyle anlaşamadığı kadar Bell ile anlaşırdı.Sanki öz kızkardeşiydi Bell.Arasıra oldukça cadılaşır,karşısına çıkan herkese zarar verebilir ve kalplerini kırabilirdi Joseph.Eskiden oldukça sık yaşardı bu sinir patlamalarını.Ama işin garip tarafı Bell'in yanındayken hiç yaşamamıştı bunu.Sanki Bell onu sakinleştiriyor gibiydi.Joseph oldukça eski ve büyük bir asa kullanıyordu.Birden durdu ve asasını yere üç kez vurdu.Asanın yere çarpınca çıkardığı ses onu büyülüyor gibiydi:

''Tak Tak Tak''

Birden önlerinde bir ev peydahlanmaya başladı.İkiside evin ortaya çıkmasını izliyorlardı.Bu ev eskiden Bell ve Joseph'in birlikte oturdukları evdi anne-babalarının ölümünden sonra.Joseph Bell'e baktı.Sanki ikiside eve girmeye cesaret edemiyor gibiydi...